Yedi iklimi cihânın duruyor karşına da,

Ostralya'yla berâber bakıyorsun: Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;

Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.

 

Merhum Akif'in dilinden Çanakkale Savaşı'nda Anadolu'yu boğmaya, yok etmeye çalışan düşman cephesi bu şekilde tasvir edilir.

Birinci Dünya Savaşı'nda milyonlarca insan, sömürgeci zihniyete sahip devlet adamlarının ihtirasları nedeniyle; vatanlarından, ailelerinden ve hayatlarından koparılmıştır.

Osmanlı topraklarında da olduğu gibi, yüzyıllarca aynı coğrafyada huzur içerisinde yaşayan insanlar birbirine düşman edilmiştir.

Bu savaşı koordine edenler asıl amaçları olan sömürgeciliği, bağımsızlık ve özgürlük gibi söylemlerle maskelemiştir. Zira batılı güçlerin öncelikli hedefi, Mısır'dan Hindistan'a uzanan coğrafyayı kontrol etmekti. Bunun önünde en önemli engel ise, bölgede gücü ve etkisi azalmış olsa da köklü bir geçmişe sahip olan Osmanlı Devleti idi.

Birinci Dünya Savaşı içinde Çanakkale Muharebeleri milletimiz için bir ölüm kalım mücadelesine dönüşmüştür. Çünkü mücadelenin kaybedilmesi, ülke topraklarının düşmesi, dolayısıyla işgale uğraması anlamına geliyordu.

Bu işgal hamlesi karşısında, aralarında lise öğrencilerinin de bulunduğu 15'inde gencinden 90 yaşındaki dede ve ninelere kadar tüm millet dimdik ayaktaydı.

Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları başta olmak üzere 7'den 77'ye bu memleketin isimsiz kahramanları, Çanakkale'de destan yazmış ve bu güzel vatanı bize emanet ederek aramızdan ayrılmıştır.

Gazi Mustafa Kemal, en değerli hazinemiz olan istiklalimizi tehdit edecek dahili ve harici bedhahların daima olacağına dikkat çekerek uyanık olunmasını ister.

Sevgili öğrenciler, sömürgeci emellere sahip olanların hedefleri ve hesapları sona ermez. Türkiye Yüzyılı olarak ifadesini bulan cumhuriyetin ikinci yüzyılında sizlere düşen, hamasetten uzak kalarak geçmişten ders ve güç alıp yarınlara hazırlanmaktır. Bağımsızlık ve özgürlüğün ancak üzerinde yaşayacağınız bir vatanınız varsa mümkün olacağını unutmamalısınız. Yarının dünyasında bilimi ve teknolojiyi üreten, kültür ve sanatta kendi değerlerini yansıtarak ürün veren toplumlar söz sahibi olacaktır.

Çanakkale Zaferi'nin 109. yılını kutlarken bu vatanı bizlere emanet eden başta Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi minnetle ve şükranla yad ediyorum.